Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini ihyâ ederse, kalplerin öldüğü gün (zaman) onun kalbi ölmez (gâfil olmaz). (Taberânî)
İslâm’dan önce de bazı toplumların kendi inanç, âdet ve geleneklerine göre belirli bayramları vardı. Peygamberimiz (s.a.v.) Medine’ye hicret edince, Medinelilerin de câhiliye döneminden kalma iki günü bayram olarak kutladıklarını görünce “Allah size onlardan daha hayırlı iki bayram (Ramazan ve Kurban bayramı) ihsan etti” buyurdu ve Ramazan bayramı ile Kurban bayramı dışındaki bayram kutlamalarını yürürlükten kaldırdı.
Bayram geceleri arefe günü güneşin batışı ile başlar ve tanyeri ağarıncaya (imsak vaktine) kadar devam eder. Bayram geceleri genelde dünya işlerinin yoğun olduğu bir zamandır. İnsanlar alış-veriş için çarşı, pazar dolaşırken ve vitrinlerin önünde saatlerce oyalanırken, doğal olarak kalpleri (gönülleri) ölür yani Allah’ı unutur ve gâfil olurlar.
İnsanların gafletle dünya işlerine yöneldiği bayram gecelerinde, ev işleri dâhil dünya işlerini en aşağı seviyeye indirip ibâdet etmeye vakit ayıranların kalpleri ölmez ve duaları geri çevrilmez.
Bayram geceleri nasıl ihya edilir?
Bayram gecelerinde akşam namazı ile yatsı namazını vaktinde kılanlar, “estağfirullah, estağfirullah” diye tevbe edenler, kaza namazı kılanlar, Kur’an’ı, Kur’an harfleri ile okuyanlar, Kur’an okumasını bilmeyenler Fâtiha ve İhlâs gibi kısa sûreleri ezbere okuyanlar, Lâ ilâhe illallah diye zikir edenler, Allahümme salli alâ Muhammed diye salâvât-ı şerîfe getirenler, yakın akrabalarını gözetenler, yoksullara ve yetimlere yardım edenler, bayram gecelerini ihya etmiş olurlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Her zaman ve her yerde Allah’tan kork (sakın günah işleme!) ve (yanılarak) bir günah işlediğinde ardından hemen bir sevap işle ki, onu gidersin. (Tirmizî - Ebû Dâvûd - Beyhâkî)
Bayramlar gerçekte sevinç ve coşku günüdür ama İlâhi emirlerin dışına çıkıp çılgınlık yapmak ve günah işlemek anlamında değildir. Her zaman ve her yerde Allah’tan korkmamız gerektiği için eş, dost ve akraba ziyareti gibi bayram gezilerinde ve tatil yerlerinde İslâmî kimliğimizi koru yalım, günahlardan sakınalım ve Allah’tan korkalım. Özellikle eşlerimizin ve kızlarımızın tesettürü ne dikkat edelim ve onları açık saçık gezdirmeyelim.
Yanılarak günah işlediğimizde, İlâhi yasakları çiğnediğimizde, pişman olup hemen tevbe edelim ya da bir sevab işleyelim ki, kalplerimizin kararmasını ve gönüllerimizin daralmasını önleyelim.
Eş, dost ziyaretlerinde İslâm’ın genel prensibi olan haremlik-selâmlık kuralını uygulayalım ve mahremimiz olmayan kadınlarla el sıkışmayalım. Din karşıtı çağdaşlık söylemlerine aldanmayalım ve onların kabir âleminde hiçbir işe yaramadığını unutmayalım!
Müslümanlar bayram sabahı erken kalkmalı ve sabah namazında câmileri doldurmalıdır. Sabahları erken kalkanın rızkı bol ve bedeni sağlıklı olduğundan, bayramların dışında da her sabah erken kalkalım, eşimizi, çocuklarımızı da kaldıralım ve sabah namazını cemaatle kılmaya gayret edelim.
Bayram namazı kimlere vâcibtir?
Erkeklere vâcibtir, kadınlara vâcib (yani zorunlu) değildir.
Hür olanlara vâcibtir, kölelere, esirlere, tutuklu ve hükümlülere vâcib değildir.
Mukim olanlara vâcibtir, yolculara vâcib değildir.
Sağlıklı olanlara vâcibtir, câmiye gidemeyecek derecede hasta olanlara vâcib değildir.
Gözleri görenlere vâcibtir, görme özürlüsü olanlara vâcib değildir.
Ayakları sağlam olanlara vâcibtir, yürüyerek câmiye gidemeyenlere vâcib değildir.
Bayram namazı nasıl kılınır?
Önce “Niyet ettim Allah rızası için Ramazan (ya da kurban) bayramı namazını kılmaya, uydum hazır olan imama” diye niyet edilir. Sonra imamla birlikte tekbir alınıp eller bağlanır ve Sübhâneke okunur. Sübhâneke’den sonra eller kaldırılarak üç defa tekbir alınır ve ilk iki tekbirde eller bağlanmayıp aşağı salınırken, üçüncü tekbirden sonra eller bağlanır ve imam Fâtiha ile bir sûre okur. Sonra rükû ve secdeye gidilir ve birinci rek’at tamamlanmış olur.
İkinci rek’atta eller bağlanır, imam Fâtiha ile bir sûre okur, sonra üç tekbir daha alınır ve üçüncüde de eller aşağı salınır. Dördüncü tekbirde rükûya gidilir, secdeler yapılır ve namaz tamamlanır.
Namazdan sonra imam hutbe okur, öğütler verir ve aşağı inip dua eder. Duadan sonra müslümanlar birbiriyle bayramlaşır, dargınlar barışır ve tatlı bir sonla bayram namazı sona erer.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
A'dan Z'ye İslâmi Bilgiler
BAYRAM İLE İLGİLİ HADİSLER KONULU SOHBETİMİZ
Comments