Yüce Allah buyuruyor:
(Ya Muhammed!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? (Sebe - 24 )
Göklerden ve yerden bize rızık veren, kuşkusuz bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'dır. Çünkü
O'ndan başka hiç kimsenin buna gücü yetmez ve hiç kimse tek bir buğday bile yaratamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor.
Ekmeğe ikrâm (saygı) ediniz. Çünkü Allah onu (ekmeği), göğün bereketlerinden indirdi ve yerin bereketlerinden çıkardı. (Tirmizî)
Ekmek, göğün bereketlerinden nasıl indiriliyor? Yerin bereketlerinden nasıl çıkarılıyor?
Yüce Allah madde âlemindeki her oluşumu birbirine bağımlı ve birbirini etkileyici zincirleme sebepler kuralına bağladığından madde âlemindeki her oluşum bu zincirleme sebepler kuralı doğrultusunda meydana gelir.
Rızık konusuna gelince! Yüce Allah'ın koymuş olduğu çevrim kanunu gereği, güneş enerjisi ile ısınan sular buharlaşıp atmosfere karışır ve orada depolanır. Depolanan su buharları, Allah'ın takdir ettiği vakitlerde görevli melekler tarafından farklı yönlerden farklı rüzgârlar estirilerek önce bir araya toplanıp yoğunlaştırılır, sonra Allah'ın takdir ettiği yönlere sevk edilir.
Pozitif ve negatif yüklü bulutların iki zıt kutup halinde karşılıklı bir araya gelmesi ve pozitif yüklü bulutlardaki elektriğin negatif yüklü bulutlara boşalması ile meydana gelen şimşeklerin etkisi ile atmosferdeki azot gazı parçalanır ve oksijen gazı ile kimyaca birleşip farklı gazlara dönüşür. Yine şimşeklerin etkisiyle atmosferdeki su buharı da parçalanır ve bu parçalanma sonucu serbest kalan hidrojen gazı da azot gazı ile birleşip başka gazlara dönüşür.
Doğal atmosfer laboratuvarında hazırlanan bu karmaşık gazlar (doğal gübreler), suda eriyip yağmurla birlikte yere iner ve yerdeki elementlerle birleşip bereketler (tahıl, sebze ve meyve) halinde topraktan fışkırır ve bize gıda olur.
İşte göklerden ve yerden bize rızık veren Allah'dır. Çünkü gökleri, yerleri yaratan, atmosferi ve yeryüzünü güneş enerjisi ile çalışan doğal bir laboratuvara dönüştüren O'dur. O halde sadece O'na kulluk edelim ve huzurunda secdeye kapanıp şükredelim.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Ekmeğe ikrâm (saygı) edin. Çünkü kim ekmeğe ikrâm ederse, Allah da o kimseye ikrâm eder (bol bereketler verir). (Taberânî)
Ekmek, Hz. Âdem ile başlayan ve insanların temel gıdasını oluşturan İlâhi nimettir. Hz. Âdem iki taş kaya arasında buğdayları öğütür ve eşi Havva da elleri ile hamuru yoğurup ekmek yapar ve "Tennûr" denilen taş fırınında onları pişirirdi.
Atalarımız "Bir musibet (felâket), bin nasihatten (öğütten) hayırlıdır" demişler. Allah korusun ve başımıza bir felâket vermesin ama,
Kıtlık, kuraklık, işsizlik, deprem, savaş, göç ve sel felâketi gibi nedenlerle karınlarını doyuracak kadar bir dilimcik kuru ekmek bile bulamayanlar ve çocukları açlıktan "ekmek" diye ağlaşırken içleri yanan anneler, babalar, ekmeğin değerini bizden çok daha iyi bilirler.
Yüce Allah buyuruyor:
Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetlerimi daha da) arttırırım. Eğer nankörlük ederseniz, kuşkusuz azabım da çok şiddetlidir. (İbrahim - 7 )
Kim bolluk zamanında nankörlük etmeyip Allah'a şükrederse ve bu şükrünü sadece dil ile değil İslâm'ı yaşayarak yerine getirirse, kuşkusuz kıtlık zamanında da sıkıntı çekmez ve refah içinde yaşar. Çünkü yakalanan avların kaçmaması için iple bağlanmaları gerektiği gibi nimetlerin kaçmaması için de şükür ile bağlanmaları gereklidir. Eğer şükür yerine nankörlük edilir ve ekmekler çöp bidonlarına atılırsa, bunları yapanlar, er-geç Allah tarafından açlık ve kıtlıkla cezalandırılır.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sizden birinizin (elindeki) lokması yere düşerse, ona temas eden zararlı şeyleri gidersin ve onu yesin. Sakın onu şeytana bırakmasın! (Müslim - Nesâî - İbni Mâce - Ahmed İbni Hanbel)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim sofradan düşeni (yerden alıp) yerse, günahları bağışlanır. (Taberânî)
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
İLGİLİ VİDEO KLİBİMİZ
Comments