Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Yaşlılık gelmeden önce, gençliğin değerini bil! (Beyhâkî - Ahmed İbni Hanbel -
Ebû Nuaym)
Saçı ağaran, beli bükülen, güçlükle yürüyen ve çeşitli sağlık sorunları ile boğuşan yaşlıların yeme, içme, uyuma ve tuvalet işleri yarım olduğu gibi ibâdetleri de yarım olacağından,
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Yaşlılık gelmeden önce gençliğinin değerini bil” buyuruyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kimin İslâm’da saçı ağarırsa (gençliğini Allah yolunda geçirirse), ağaran saçları kıyâmet günü onun için nur olacak. (Tirmizî - Hâkim)
Ne mutlu hayâtının en dinamik ve en verimli çağını ibâdetle geçirenlere ve saçlarını, başlarını Allah yolunda ağartanlara! Ağaran saçları kıyâmet günü nur olup Sırat Köprüsü’nde önlerini aydınlatacak ve onları cehenneme düşmekten kurtarıp dosdoğru cennete ulaştıracak.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allah, ibâdet eden gençlerle meleklerine iftihar eder ve der ki: (Meleklerim!) Şehvetini benim için terk eden ve bana ibâdet eden şu kullarıma bakın! (Deylemî)
Genelde insanların çoğunluğu alkol, kumar, uyuşturucu ve sapık seks yollarında gençliğini tüketirken ya da karanlık güçler tarafından İslâm karşıtı eylemlerde kullanılırken,
Abdestini alıp câmilere koşan, anasına, babasına itaat eden ve Allah yolunda din için çalışan gençlerle Allah iftihar eder ve meleklere, “Şahit olun bunları cennetime koyacağım” der.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Başka bir gölgenin olmadığı günde, Allah yedi (grubu) Arş’ın gölgesinde gölgelendirecektir. (Bu yedi gruptan biri) “Allah’a ibâdet ederek gelişip büyüyen gençlerdir.” (Buhârî - Müslim - Tirmizî)
İnsanlar korkunç mahşer güneşinin altında korkudan tir tir titrerken, gelişme çağındaki en heyecanlı gençlik yıllarını Allah’a ibâdet ederek geçiren gençler, Arş’ın gölgesinde oturup Havz-ı Kevser’den içecek ve evliyalarla sohbet edip, mahşer yerindeki yargılamanın bitmesini bekleyecekler.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Gençlik, mecnunluktan (delilikten) bir bölümdür. (Câmi’üs-sagîr)
Freni patlayan ve kontrolden çıkan araçların, nerede, nasıl duracağı bilinmediği gibi, İslâm’dan kopan ve aklın kontrolünden çıkan gençlerin de ne yapacakları ve nerede duracakları bilinemez. İşte bu nedenle atalarımız gençlere “delikanlı” yani kanı deli demişler.
İslâm’a dönüş!
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor.
Kuşkusuz Allah, tevbe eden gençleri sever. (Menâvî)
“Kuş yuvada gördüğünü yapar” ama ne yazık ki bazı gençlerimiz yuvalarında İslâm’ı görmedikleri için İslâm’la geç tanışabilirler. Yeter ki gençlik heyecanını ve dinamizmini gayr-i meşru yollar da tamamen tüketmeden tevbe edip İslâm’a dönsünler. Allah tevbe eden gençleri sevdiği için Allah’ın sevgili kulu olur, tüm beklentilerini İslâm’da bulur, mânevî zevklere ve ruhsal huzura kavuşurlar.
Gençlik ve enerji
Gençlerin fazla enerjilerini boşaltmaları zorunludur. Ancak fazla enerjilerini, kulüplerin fanatik taraftarı olarak, tribünlerde bağırıp çağırarak ya da karanlık güçlerin çıkarları için kanlı eylemler yaparak değil, Hz. Lokman’ın oğluna yaptığı aşağıdaki nasihat doğrultusunda boşaltmalıdırlar.
Yüce Allah buyuruyor:
Ey yavrucuğum! Namazını dosdoğru kıl, iyilikleri emret, kötülükleri engellemeye çalış ve başına gelenlere sabret. Çünkü bunlar kesinlikle yapılması gereken işlerdir. (Lokman - 17)
Gençler bir yandan Allah’ın evi konumunda olan mescidleri, câmileri doldurarak ve beş vakit namazı cemaatle kılarak, dosta, düşmana gereken mesajı vermeli. Diğer yandan iyilikleri (İlâhi emirleri) tebliğ ederek ve kötülükleri (İlâhi yasakları) engellemeye çalışarak Allah yolunda cihad etmeli ve bu yolda başlarına gelen her çeşit olumsuzluklara sabredip gereksiz tartışmalara girmemelidir.
İşte bunların her biri, üzerinde azim, sabır ve sebatla durulması ve bıkkınlık yapmadan uygulanması gereken dinin temel ilkeleridir.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
GENÇLERİN YÜCE ALLAH KATINDAKİ DEĞERİ KONULU SOHBETİMİZ
Comments