Yüce Allah buyuruyor:
Her canlı ölümü tadacaktır. Bir sınama olarak sizi şer ile de, hayır ile de imtihan ederiz. (Sonuçta) ancak bize döndürüleceksiniz. (Enbiyâ - 35)
İnsanın doğumla başlayıp ölümle noktalanan dünya hayâtı, adına hayır ve şer denilen bazen olumlu ve bazen de olumsuz olaylarla geçer ve sonunda insan Mevlâsına göçüp gider.
İnsanın dünyadaki yaşam koşullarına uyum sağlayacak yapıya kavuşuncaya kadar, ana rahmi denilen doğal laboratuvarda biyolojik, kimyasal ve fiziksel işlemlerden geçmesi gerektiği gibi,
Cennetteki yaşam koşullarına uyum sağlayacak yapıya kavuşuncaya kadar da, âhiretin sınav salonu konumunda olan bu fâni dünyada çeşitli hayır ve şer imtihanlarından geçmesi zorunlu olduğundan Yüce Allah, “Bir sınama olarak sizi şer ile de, hayır ile de imtihan ederiz” buyuruyor.
Hayır ve şer ne demektir?
Yüce Allah buyuruyor:
(Ey îman edenler!) Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur ve hoşunuza giden bir şey de sizin için şer olur. (Bir şeyin hayır ya da şer olduğunu sadece) Allah bilir, siz bilemezsiniz. (Bakara - 216)
Bizler genelde nefsimizin hoşuna giden şeyleri “hayır” diye algılar ve nefsimizin hoşuna gitmeyen şeyleri de “şer” diye algılarız. Ancak Yüce Allah “(Bir şeyin hayır ya da şer olduğunu sadece) Allah bilir, siz bilemezsiniz.” buyuruyor.
Nefsimizin hoşuna gittiği için hayır diye algıladığımız ve sevinçle karşıladığımız çok şeyler vardır ki, sonuçta onların şer olduğunu anlar ve kendimizi kınarız. Yine nefsimizin hoşuna gitmediği için şer diye algıladığımız ve hüzünle karşıladığımız öyle şeyler vardır ki, sonuçta onların hayır olduğunu anlar ve Allah’a şükrederiz.
Yüce Allah buyuruyor:
İnsan, hayrı istediği kadar (bazen) şerri de ister. İnsan çok acelecidir. (İsrâ - 11)
İnsan nefsinin hoşuna giden ya da gitmeyen bir şeyin sonuçta kendisi için hayır mı, şer mi olduğunu bilemediği için, dua ederken nefsinin hoşuna giden bir şeyi ısrarla istememeli, her şeyi en iyi bilen Yüce Allah’tan hayırlısını istemelidir.
Nemrut’un ateşinden kurtulan Hz. İbrahim, eşi Sâra ile birlikte Urfa’dan hicret edip Filistin’e yerleşince gurbet acısını gidermek için,
“Rabbim! Bana sâlih (iyi) lerden bir evlât ver” dedi. (Sâffât - 100)
Yüce Allah halilim dediği Hz. İbrahim’in duasını kabul etti ve ona Hz. İsmail gibi sâlih bir evlât verdi ama belki de ısrarcı olduğu için imtihanı ağır oldu. Çünkü çok sevdiği yavrusuna doymadan, onu annesi Hacer ile birlikte ıssız çöle götürüp bırakma zorunluluğunda kaldı.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Belânın (şerrin, imtihanın) en şiddetlisi peygamberlere, sonra derece derece onlara yakın olanlara gelir. (Buhârî - Tirmizî - Hâkim - Ahmed İbni Hanbel)
Gerçekte her sınav psikolojik açıdan stresli, sıkıntılı ve sinir bozucu olduğu halde, bir üst okula devam edebilmek ya da bir üst dereceye yükselebilmek ve yeterlilik belgesi almak için herkes bu sınavlara gönüllü olarak seve seve katılmaktadır.
Başta peygamberler olmak üzere Allah’ın seçkin kulları da hayır-şer sınavına gönüllü olarak seve seve katılır ve sınav sonucu sabır belgesini alıp bir üst dereceye yükselirler.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Erkek olsun, kadın olsun her mü’min günahlarından arınmış olarak Allah’a kavuşuncaya kadar kendisinden, çocuklarından ve malından belâ (şer sınavı) eksik olmaz. (Tirmizî)
Yüce Allah sevdiği mü’min ve mümine kullarını en küçük hata ve günahlarından dolayı derhal “şer” denilen sinyallerle uyarır ve doğru yola iletir. Bu nedenle en büyük belâlar yani en büyük uyarı sinyalleri peygamberlere, evliyalara ve sonra derecelerine göre onlara yakın olanlara gelir. Onlar da bu sinyalleri doğru algılayıp gerekeni yapar ve mânevî açıdan daha üst dereceler yükselirler.
Hak şerleri hayr eyler,
Zannetme ki gayr eyler,
Arif anı seyr eyler,
Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
***
Ahmet Tomor Hocafendi
HAYIR VE ŞER İMTİHANDIR KONULU SOHBETİMİZ
Comentarios