Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Horozun namaz vakitlerinde ötmesi (onun) ezanıdır. Kim beyaz horoz edinirse, üç şeyden korunmuş olur; şeytanların (cinlerin), büyücülerin ve kâhinlerin şerrinden. (Beyhakî)
Beyaz horozun bulunduğu yere ve çevresine, şeytanlar, cinler, büyücüler ve kahinler yaklaşamaz ve yaptıkları sihirler, büyüler etkili olmaz.
Göçmen kuşları; göçün zamanlamasını, hava koşullarını, meteorolojik olayları, gidecekleri yönü ve izleyecekleri rotayı çok iyi bildikleri ve yanılgıya düşmedikleri gibi, horozlar da namaz vakitlerini ve ötecekleri zamanı çok iyi bilir ve yanılgıya düşmezler.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Horozun öttüğünü duyduğunuz zaman, Allah’ın lütfundan isteyin (dua edin). Çünkü o, melek görmüştür. Merkebin (eşeğin) anırmasını duyduğunuz zaman da şeytanın şerrinden Allah’a sığının. Çünkü o da şeytan görmüştür. (Buhârî - Müslim - Ebû Dâvûd - Tirmizî)
Gül ile bülbül arasında uyum ve duygusal iletişim olduğu gibi horozla melek ve merkeble şeytan arasında da uyum ve duygusal iletişim vardır. Bu nedenle bülbül gülü görünce duygulanıp öter, horoz meleği görünce cezbeye gelip öter ve merkeb de şeytanı görünce öfkelenip anırır. İşte bu nedenle horoz öttüğü zaman, Allah’tan hayırlı şeyler isteyelim. Çünkü orada melek vardır ve duamıza “Âmin” der. Merkeb anırdığı zaman da “Eûzü billâhi mine’ş-şeytânirracîm” diyelim. Çünkü orada şeytan vardır, onun şerrinden Allah’a sığınalım.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Horozun ötmesi onun duası ve kanatlarını çırpması, rükû ve secdesidir. (Ebû Nuaym)
Horozlar ve kuşlar kesinlikle can sıkıntısından ya da eğlence olsun diye ötmez ve gereksiz yere kanat çırpmazlar. Onların cân-ı gönülden ve içtenlikle ötmeleri dua, tesbih ve zikir, kanat çırpmaları da rükû ve secdeleri yani namazlarıdır.
Horozlar ve kuşlar öttükleri ve kanat çırptıkları için sevab alırlar mı?
Hayır, almazlar. Çünkü onlar için mahşerde mîzan, sevab ve günah kavramı yoktur.
Peki neden belirli vakitlerde ötüşüp kanat çırpıyorlar?
Horozlar ve kuşlar, melekler gibi mânevî feyizler almak ve duygusal açıdan tatmin olmak için, belirli vakitlerde ötüşüp kanat çırparlar. Aksi halde doğal dengeleri bozulur ve huzursuz olurlar.
Hayvanlar akıl duygusundan yoksun olmakla birlikte, duygusal açıdan insanlardan üstündür. Bu nedenle hiçbir hayvan kendisi aç ve hasta da olsa yavrusunu sokağa terk etmez ve çöp bidonuna atmaz.
Yaşlandığım zaman bana bakar ya da malım evladıma kalsın gibi bir beklentileri olmadığı halde içtenlikle yavrularına baktıkları gibi, sevab ve cennet beklentileri olmadan da Yüce Allah’ı sürekli tesbih (zikir) eder ve aksatmadan ibâdetlerini düzenli bir şekilde yaparlar.
Ya diğer varlıklar?
Yüce Allah buyuruyor:
Yedi kat gökler, yer ve bunlarda bulunan varlıklar, O’nu (Allah’ı) tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir varlık yoktur ki! (İsrâ - 44)
Akıllı ve bilinçli olduğu halde ölümü unutup nefsinin tutsağı olan ve en çirkin günahları açıkça işleyen insanların dışında,
Yedi kat gökler, yer ve bunlarda bulunan canlı ve cansız bütün varlıklar Allah’ı hamd (övgü) ile tesbih (zikir) eder ve Allah’ın koymuş olduğu denge, düzen ve çekim kanunlarına boyun eğerler.
***
Ahmet Tomor Hocafendi
KONU İLE İLGİLİ VİDEO KLİBİMİZ
Comments