Yüce Allah buyuruyor:
(Ey mü’minler!) Deyin ki: Biz Allah’a ve bize indirilene (Kur’an’a) İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Ya’kûb’a ve esbata (torunlara) indirilene, Mûsa’ya ve İsa’ya verilene (Tevrat’a ve İncil’e) ve diğer peygamberlere Rableri tarafından verilen (kitab) lara, aralarında ayırım yapmadan îman ettik. Çünkü biz O’na (Allah’a) teslim olanlarız. (Bakara - 136)
İslâm inancına göre, aralarında ayırım yapmadan peygamberlerin hepsine ve onlara verilen kitapların aslına îman etmek farzdır ve îmanın temel ilkelerindendir. Kur’an’da adı geçen peygamberlerden birini ya da onlara verilen kitaplardan birini (aslını) inkâr edenin îmanı gider ve kâfir olur.
Yüce Allah bazı peygamberlere sayfalar anlamında suhuflar verdiği gibi, Hz. Mûsa’ya Tevrat’ı, Hz. Dâvûd’a Zebûr’u, Hz. İsa’ya İncil’i ve Hz. Muhammed’e Kur’an’ı verdi.
Yüce Allah buyuruyor:
(Hz. İsa) dedi ki: “Kuşkusuz ben Allah’ın kuluyum. O, bana Kitab’ı (İncil’i) verdi ve beni peygamber yaptı. (Meryem - 30)
Yüce Allah tarafından Hz. İsa’ya verilen İncil'in, gerçek olduğuna Kur’an’a inandığımız gibi inanır ve îman ederiz. Ancak kiliselerde okunan ve yardım kuruluşları adı altında misyonerler tarafından az gelişmiş ülkelerin halkına dağıtılan güncel incillere gelince durum farklıdır.
Şöyle ki, güncel incil dört ana bölümden oluşmaktadır;
1- Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazıldığı ileri sürülen dört farklı incil,
2- Habercilerin işleri bölümü,
3- Pavlus, Markos, Luka, Yuhanna, Ya’kub ve Yahuda’nın mektupları,
4- Esinleme.
Farklı yazarlar tarafından ve farklı zamanlarda yazılan güncel incil, yirmi yedi bölümden oluşmaktadır. Böyle karmaşık ve içeriği çelişkilerle dolu bir kitaba (güncel incil’e), İlâhi ya da semâvî kitab demek için insanın ya çok saf ya da aşırı derecede fanatik olması gerekir.
Baştan aşağı çelişkilerle dolu olan güncel incil’den bazı örnekler verelim.
Luka: (1-3)
“Sayın Teofilos,
Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişmiştir. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve tanrı sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize iletmişlerdir. Ben de tüm bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm.”
Güncel incil’in en önemli yazarlarından biri olan tarihçi Luka’nın arkadaşı Teofilos’a, o dönemin güncel olayları ile ilgili bir mektup yazması normal, ancak!..
Luka’dan sonra bu mektubun “Allah tarafından İsa’ya gönderilen kutsal kitab” diye kiliselerde okunması gerçekten ilginç!
Yuhanna: “İsa çarmıha geriliyor (17-18)”
“İsa haçını yüklenerek adı kafatası olan İbranicede Golgota denilen yere çıktı. Orada onu ve iki kişiyi daha çarmıha gerdiler.”
Markos: “İsa’nın ölümü (46-50)”
“Saat on beş sularında İsa yüksek sesle bağırdı. “Eli, Eli, Lama sabaktani” Bu “tanrım, tanrım neden beni bıraktın?” anlamına gelir. İsa yeniden yüksek sesle bağırıp ruhunu teslim etti.”
Yuhanna ve Markos adındaki bu iki yazarın aynı olayı farklı ve çelişkili bir şekilde anlatmaları da normal. Ancak bu yazılar kutsal kitab adı altında kiliselerde okunuyor ve misyonerler tarafından az gelişmiş ülkelerde pazarlanıyor. İşin en ilginç yönü ise, Hz. İsa’nın çelişkili bir şekilde anlatılan ve kanıtlanamayan çarmıha gerilme olayı, hıristiyanlık inancının odak noktasını oluşturması!..
Peki, Hz. İsa gerçekten çarmıha gerildi mi?
Kiliseye göre evet. Neden? Çünkü incil’de öyle yazıyormuş. Peki, ama bunları incil’e kim yazdı? İlâhi kitaplar sadece peygamberlere verildiğine ve vahiyler sadece peygamberlere geldiğine göre
Hz. İsa çarmıhta can çekişirken, hangi yalancı peygambere vahiy gelmiş de bunları incil’e yazmış.
Hz. İsa gibi yaşadığı döneme damgasını vuran bir peygamberin, çarmıha gerilme olayına batılı araştırmacılar ve teokratik tarihçiler bile kuşku ile bakarken,
Kilisenin Hz. İsa’nın sanki çarmıha geriliş şeklini kutsallaştırıp hıristiyanlığın simgesi haline dönüştürmesi ve “haç” taşımayı ibâdet sayması, hıristiyanlık adına yadırganacak bir olaydır.
Yüce Allah buyuruyor:
Onlar onu (İsa’yı) öldürmediler ve (çarmıha da gerip) asmadılar. Gerçekte (çarmıha gerilen Yahuda) onlara İsa şeklinde gösterildi. Onun (İsa’nın) hakkında çelişkiye düşenlerin zannın dışında bilgileri olmadığından kararsızlık içindedirler. Onu kesin olarak öldürmediler. Aksine Allah onu (mânevî) katına yüceltti. Allah Aziz’dir, Hâkim’dir. (Nisâ - 157 - 158)
Hz. İsa’nın havarilerinden (en yakınlarından) iken son anda para karşılığı ihânet eden Yahuda, askerlerle birlikte Hz. İsa’nın saklandığı yere gelince bir kargaşa çıktı. İşte o anda Allah (c.c) Hz. İsa’yı gökyüzüne kaldırdı ve Yahuda’yı Hz. İsa’nın şekline dönüştürdü. Askerler de Hz. İsa diye Yahuda’yı tutuklayıp götürdüler ve çarmıha gerdiler.
Yahuda’yı çarmıha gerenler “Bu gerçekten İsa mıydı?” diye kuşkuya düştüler. Çünkü çarmıha gerilen Yahuda’nın yüzü Hz. İsa’nın yüzüne benziyordu ama bedeni benzemiyordu. Ayrıca, “Bu İsa ise, Yahuda nerede? Yahuda ise, İsa nerede?” diye kuşkuya düştüler ve kararsızlık içinde kaldılar.
Yahuda ne oldu?
İslâm’a göre Hz. İsa’nın yerine çarmıha gerildi ve öldü. Ya hıristiyanlığa göre?
Matta: “Yahuda pişmanlık duyuyor kendini asıyor. (3-10)”
“İsa’yı ele veren Yahuda, O’nun yargı giydiğini duyunca pişmanlık duydu. Otuz gümüşü başrahiplere ve ihtiyarlara vererek, “suçsuz kana girmekle günah işledim” dedi. Onlar, ‘bundan bize ne?” dediler. “Başının çaresine kendin bak”. Yahuda gümüş paraları tapınağa fırlatıp gitti. Kendini astı.
Habercilerin işleri: “Yahuda’nın yerine seçilen öğrenci (17-19) ”
“Çünkü Yahuda bizden sayıldı ve bu hizmette onun da bir payı bulundu. Bu adam kötülüğü karşılığında elde ettiği parayla bir tarla satın aldı. Tarlaya düşerek bedeni yarıldı ve tüm bağırsakları dışarı döküldü. Olay Yeruşalem’de yaşayan herkesçe duyuldu.” Korkunç çelişki!
Matta’ya göre, “Yahuda pişman oldu, gümüş paraları tapınağa fırlatıp attı ve kendini astı”.
Habercilerin işleri bölümüne (Luka’ya) göre, “Kötülüğü karşılığında elde ettiği parayla bir tarla satın aldı. Tarlaya düşerek bedeni yarıldı ve tüm bağırsakları dışarı döküldü. Olay Yeruşalem’de yaşayan herkesçe duyuldu.”
O dönemde uçak olmadığına göre, Yahuda tarlada yürürken düşüyor, bedeni yarılıyor, tüm bağırsakları dışarı dökülüyor ve olay Yeruşalem (Kudüs) de yaşayan herkesçe duyuluyor.
Sadece güncel incil’in en önemli yazarlarından biri olan zavallı Matta duymuyor ve olayı çarpıtarak yazıyor. Gerçi her yazar gibi Matta, Markos ve Luka’nın da hata etmeleri doğal ama!
Matta, Markos, Luka, Yuhanna, Pavlus, Yakup ve Yahuda gibi yazarların birbiriyle çelişkili yazılarına “Kitabı Mukaddes” diyenlerin, bunları kiliselerdeki ayinlerde okuyanların ve dış ülkelere pazarlayan misyoner örgütlerin durumu gerçekten çok ilginç!
İşte güncel incil balonu ve hıristiyanların “Kitab-ı Mukaddesi” (kutsal kitabı)!..
Peki, bu böyle devam edecek mi? Zannetmem.
Gerçi papalığın aforoz tehdidi ve Engizisyon mahkemelerinin baskısı ile Ortaçağ hıristiyanları sindirilmiş ve sesleri kısılmıştı ama 21. yüzyılın hıristiyan dünyasında farklı sesler çıkabilir ve sağduyu sahibi hıristiyanlar gerçekleri araştırabilir.
Kenneth Cragg - Hıristiyan din adamı
“Kitabı Mukaddes’in yeni anlaşma (İncil) Allah sözü değildir. Bunda doğrudan İnsanların anlattığı hikayeler ve olayları gören kişilerin görgü tanıklığı vardır. Tamamı insan sözü olan bu bölümler kilise tarafından insanlara Allah sözü gibi anlatılmaktadır.”
Moody İncil Enstitüsünden Dr. Graham Seroggie
“İncil Allah sözü mü?” kitabında diyor ki: “Kitabı Mukaddes insan eseridir. Bazı kişiler anlayamadığım nedenlerden dolayı bunu inkâr ediyorlar. Kitabı Mukaddes (İncil) insanların beyninde şekillenmiş, insanlar tarafından insan dili ile yazılmış ve doğrudan insan özelliği taşıyan bir kitaptır.”
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
KİTAPLARA İMAN KONULU SOHBETİMİZ
Comentários