(Allah) Âdem’e bütün isimleri öğretti. (Bakara - 31)
Hz. Âdem’den önceki dönemlerde de madde ve madde ötesi, canlı ve cansız bütün varlıkların adları (isimleri) vardı ki, Allah (c.c.) bunların hepsini Hz. Âdem’e öğretti.
İnsana gelince!
İlk insan olan Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın anne-babası olmadığı için onların adını Allah (c.c.) koydu ve evlâtlarına ad koyma yetkisini onlara verdi.
Hz. Âdem ile Hz. Havva kendilerine verilen yetkiye dayanarak evlâtlarına ayrı ayrı adlar koyarak insanlık tarihinde bir ilki yani ad koyma işlemini başlattılar. Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın başlattığı ad koyma işlemi kesintisiz günümüze kadar geldiği gibi kıyâmete kadar da devam edecektir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Evladın babası üzerindeki hakkı ona güzel ad koyması ve güzel terbiye etmesidir. (Beyhâkî)
Çocuğun ana-babası üzerindeki haklarından biri ve en önemlisi, anababanın çocuklarına anlamı güzel bir ad koymaları ve onu İslâm ahlâkı doğrultusunda güzel terbiye etmeleridir.
Ana-babanın evlâtlarına ad koyma konusunda çok dikkatli, bilinçli olmaları ve bu yetkiyi kötüye kullanmamaları gerekir. Çünkü insanların adları buğday, arpa ve mısır gibi yalnızca dünya hayâtı ile sınırlı olmayıp, âhiret aleminde de aynı adı taşıyacaklarından ve aynı adla çağırılacaklarından,
İslâm dışı uydurma ve anlamsız isimlerden kaçınıp, müslümanlar arasında benimsenen ve anlamı güzel olan isimleri tercih etmelidir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allah katında en sevimli isimler, abdullah ve abdurrahman’dır. (Müslim - Ebû Dâvûd - Tirmizî)
Bu isimler neden Allah katında sevimlidir?
Yüce Rabbimizin Allah isminin önüne abd (kul) kelimesi eklenince abdullah (Allah’ın kulu) ve Rahman isminin önüne abd kelimesi eklenince abdurrahman (Rahman’ın kulu) anlamına geldiği için sevimlidir. Bu isimler Allah katında sevimli olduğu gibi, Yüce Rabbimizin diğer isimlerinin önüne abd kelimesi eklenince, kuşkusuz onlar da Allah katında sevimli olur. Örneğin, abdülkadir, abdülaziz, abdülkerim, abdüssamed, abdüllatif ve abdülvâhid gibi.
Bir uyarı! Yüce Rabbimizin isimlerinin önüne abd (kul) kelimesi eklenmeden, bunlar insanlara ad olarak konulamaz. Örneğin, insanlara Kadîr, Azîz, Kerîm, Samed, Lâtif ve Vâhid denilemez.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Peygamberlerin isimleri ile ad koyun, meleklerin isimleri ile (Cebrâil, İsrâfil, Mikâil ve Azrâil gibi) ad koymayın. (Buhârî)
Eski dönemlerde yaşayan peygamberlerden bazılarının adlarının anlamı günümüzde bilinmese de, kuşkusuz hepsinin adı ve anlamı güzeldir. Çünkü içlerinden birinin adı ve anlamı güzel olmasaydı, derhal vahiy gelir ve değiştirilirdi.
Peygamberlerin adları ve anlamları güzel olduğu gibi peygamber eşleri ile çocuklarının ve îman eden ümmetlerinin adları ve anlamları da güzeldir. Aksi halde peygamberler onları değiştirirdi. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ömer’in kızı Âsiye’nin adını Cemile olarak değiştirdiği gibi.
İnsan kendi adını değiştirebilir mi?
Ad konusu çok önemli olduğu için hiç kimse annesinin, babasının koymuş olduğu uydurma, anlamsız ya da anlamı kötü olan bir adı dünyada ve âhirette taşıma zorunluluğunda değildir. Bu nedenle Peygamberimiz (s.a.v.), yeni müslüman olanlara adını sorar ve beğenmediğini derhal değiştirirdi.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir kimsenin üç erkek evladı olduğu halde, birine Muhammed adını koymazsa câhillik etmiş (aldanmış) tır. (Taberânî)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Çocuğunuza Muhammed adını koyduğunuz zaman, ona ikram (saygı) edin, toplantı yerlerinde en güzel yeri ona ayırın ve onu aşağılamayın. (Hâkim)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim yeni doğan çocuğunun sağ kulağına ezan ve sol kulağına kâmet okursa, çocuğa Ümmü Sibyan (denilen havale hastalığı) zarar veremez. (Ebû Ya’lâ)
***
Ahmet Tomor
A'dan Z'ye İslami Bilgiler
Comentarios