Yüce Allah buyuruyor:
Yakın komşuya ve uzak komşuya iyilik edin (kollayıp, gözetin), (Nîsa - 36)
Bu âyet-i kerîmede yakın komşumuza da, uzak komşumuza da iyilik etmemiz ve onlarla güzel, hoş geçinmemiz emredilirken, yakın komşumuza öncelik tanımamıza da işaret ediliyor.
Âişe radıyallahü anha diyor ki:
“Ey Allah’ın Resûlü! İki komşum var, hangisine hediye vereyim?” diye sordum.
“Kapısı sana en yakın olana ver” buyurdu. (Buhârî)
Vereceğimiz hediye az olup ancak bir kişiye yetecek kadar ise, öncelikle kapısı bize en yakın olan komşumuzu tercih etmemiz gerektiği gibi, deprem ve sel gibi felâketlerde de öncelikle kapısı bize en yakın olan komşumuza yardım etmemiz gerekmektedir.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor:
Allah iki kimseye kıyâmet günü rahmet bakışı ile bakmaz. Bunlar yakın akrabaları ile ilişiğini kesenler ve komşularına karşı kötü davrananlardır. (Deylemî)
Allah (c.c.) yakın akrabası ile ilişiğini kesenlerle, komşularına karşı kötü davrananlara kıyâmet günü rahmet bakışı ile bakmaz, yani onları af edip bağışlamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Ev almadan önce komşularınızı araştırın ve yola çıkmadan önce arkadaşlarınızı seçiniz. (Taberânî)
Atalarımız da “Ev alma, komşu al” demişler. Ev halkından sonra en çok karşılaşacağımız ve yan yana birlikte yaşayacağımız komşularımızın iyi kimseler olması, eşimizin, kızımızın güvenliği ve çocuklarımızın ahlâkı açısından çok önemlidir. Bu nedenle ev almadan ya da kiralamadan önce komşuluk yapacağımız kimseleri araştıralım ve bilinçli müslümanların bulunduğu apartman, sokak ve çevreleri tercih edelim.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Ölülerinizi sâlih (iyi) kimselerin arasına gömünüz. Çünkü hayatta olanlar kötü komşulardan rahatsız oldukları gibi, ölüler de kötü komşulardan rahatsız olurlar. (Ebû Nuaym)
“Kötü komşu insana evini sattırır” derler. Doğrudur ama kabirde yatanlar ne yapsın? Onlar kabirlerini satıp başka kabir alamazlar ki! Bu nedenle kabir komşusu çok önemlidir ve bunun için büyüklerimiz genelde evliyaların (türbelerin) yanına gömülmeyi tercih ve vasiyet etmişlerdir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
“Vallahi (gerçek) mü’min olamaz. Vallahi (gerçek) mü’min olamaz. Vallahi (gerçek) mü’min olamaz.“
“Kim, ya Resûlallah?” denildi.
“Fenalık yapmasından komşusu emin olmayan kimse” buyurdu. (Buhârî - Müslim - Tirmizî)
Söz ve davranışları ile komşularına güven vermeyenler, kuşkusuz gerçek mü’min olamazlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar tavsiye etti ki, neredeyse (bu konuda vahiy getirip) komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım. (Buhârî - Müslim - İbni Mâce - Tirmizî)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allah’a ve âhiret gününe inanan kimse, komşusuna eziyet etmesin. (Buhârî - Müslim)
Mahşer yerinde kul hakları ile sorgulamaya komşu haklarından başlanacağından, Allah’a ve âhiret gününe inanan mü’minler, komşularını rahatsız edecek her çeşit söz ve davranıştan titizlikle kaçınmalıdır. Özellikle günümüzde televizyonların sesini kısmalı, üst katta oturanlar balkondan bir şeyler silkelememeli ve geceleri komşuları uyurken gürültülü işleri yapmaktan kaçınmalıdır.
Sahabeler Peygamberimiz (s.a.v.) e dediler ki:
“Filan kadın gündüzleri oruç tutuyor ve geceleri namaz kılıyor ama komşularına da eziyet ediyor.”
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu: “O cehennemliktir” (Hâkim - Ahmed İbni Hanbel)
Yani komşularına eziyet ettiği kadar cehennemde yanmadan cennete giremez demektir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allah’a ve âhiret gününe inanan kimse, komşusuna iyilik etsin. (Müslim)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Allahü Teâlâ katında arkadaşların hayırlısı, arkadaşına hayırlı (yararlı) olanıdır. Allahü Teâlâ katında komşuların hayırlısı da komşusuna hayırlı olandır. (Tirmizî)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor.
Üç çeşit komşu vardır;
Müslüman olmayan komşu: Sadece bir komşuluk hakkı vardır.
Müslüman olan komşu: Komşuluk ve din kardeşliği olmak üzere iki hakkı vardır.
Akraba olan müslüman komşu: Komşuluk, akrabalık ve din kardeşliği olmak üzere üç hakkı vardır. (Bezzar - Ebû Nuaym)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Yanındaki komşusu açken tok yatan (gerçek) mü’min değildir. (Taberânî - Hâkim - Beyhakî)
Komşusu açken bir tabak yemek götürmeyen, hastalanınca ziyaret etmeyen, sıkıntılı günlerinde derdine ortak olmayan ve komşusu yoksulken elinden gelen yardımı yapmayan kimse, komşuluk hakkını gözetmediği için Allah katında sorumludur, tam ve gerçek mü’min değildir.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
KOMŞU HAKLARI KONULU SOHBETİMİZ
Comments