Yüce Allah buyuruyor:
Kuşkusuz mescidler Allah'ındır. O halde (Allah'ın mescidinde) Allah ile birlikte başkasına dua (ibâdet) etmeyin. (Cin, 18)
“Secede” fiilinden ism-i mekân olan mescid, sözlükte secde edilen yer demektir. Mescidlerin büyüğüne bazı yörelerde cami denir. Caminin çoğulu cevâmi' ve mescidin çoğulu da mesâcid dir.
Mescidlerin en faziletlisi, Mekke'deki Mescid-i Haram, sonra Medine'deki Mescid-i Nebî, sonra Kudüs'teki Mescid-i Aksâ ve sonra Kuba'daki Mescid-i Kuba'dır.
Bir mescidi kim ya da kimler yaparsa yapsın, o mescidin inşaatı tamamlanıp içinde cemaatle namaz kılınmaya başlandığı an, Beytullah yani Allah'ın evi hükmünde olur ve orada sadece Allah rızası için ibâdet türü işler yapılır. Mescidlerin üstü de yedi kat göklere kadar mescid hükmünde olduğundan, mescidlerin içinde yapılması günah olan şeyler üstünde de günah olur. İçinde namaz kılınmayan bir mescid zamanla harab olsa ya da yıkılsa, arsası kıyâmete kadar mescid hükmünde olduğundan, alınıp satılamaz ve başka amaçla kullanılamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
(Yeryüzünde) Allah'a en sevimli yer, mescidlerdir. (Müslim)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Mescidler, âhiret pazarlarından bir pazardır. Oraya giren Allah'ın konuğu olur. (Hâkim)
Mescidlerin imarı
Yüce Allah buyuruyor:
Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve (din uğrunda) Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. (Tevbe, 18)
Hıristiyanlar kiliselerini ve yahudiler sinagoglarını imar ettikleri gibi “Allah'ın mescidlerini de ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazını dosdoğru kılan, zekâtını veren ve (din uğrunda) Allah'tan başka hiç kimseden korkmayan (müslüman) lar imar eder”. Mescidlerin imarı maddî ve mânevî olmak üzere iki çeşittir.
Maddî imar
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir kimse Allah'ın rızasını dileyerek bir mescid yapsa, Allah da ona cennette bir köşk yapar. (Müslim)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir kimse helâl malından içinde Allah'a ibâdet edilen bir bina (mescid) yapsa, Allah da onun için cennette inciden, yakuttan bir saray yapar. (Taberânî)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim sadece Allah'ın rızasını dileyerek bir mescid yapsa, Allah da onun için cennette benzeri bir köşk yapar. (Buhârî-Müslim-Tirmizî-İbni Mâce-Ahmed İbni Hanbel)
Helâl parası ile mescid yapanlar ya da israfa (süse) kaçmama koşulu ile yapılan mescidlere yardım edenler, hiç kuşkusuz yaptıkları harcamalarının karşılığını kat kat fazlasıyla alacak ve o güzelim cennette göz kamaştırıcı köşklere, saraylara kavuşacaklardır.
Mânevî imar
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Mescidlere devam etmeyi alışkanlık (özveri) haline getiren bir kimseyi gördüğünüz zaman, onun gerçek mü'min olduğuna şâhitlik yapınız. (Çünkü) Azîz ve Celîl olan Allah buyuruyor: “Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazını dosdoğru kılan, zekâtı veren ve (din uğrunda) Allah'tan başka hiç kimseden korkmayanlar imar eder”. (Tirmizî-İbni Mâce)
Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren ve beş vakit namazı cemaatle kılmaya özen gösteren kimse, mescidleri mânevî açıdan imar ettiği yani şenlendirip nurlandırdığı için Peygamberimiz (s.a.v.), “onun gerçek mü'min olduğuna şâhitlik yapınız” buyuruyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir. (Buhârî-Müslim-İbni Mâce-Nesâî)
Cemaatle kılınan bir farz namazı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha sevap olduğu gibi ayrıca,
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir kimse evinde (iş yerinde) güzelce temizlense (abdest alsa), sonra Allah'ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah'ın evlerinden bir eve (mescide) gitse, attığı her adımı ile bir günahı silinir, diğer adımı ile de (Allah katındaki) derecesi yükseltilir. (Müslim)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir kimse içinde cemaatle namaz kılınan bir mescide gitse, giderken de gelirken de attığı her adımı için bir hasene (on sevap) yazılır. (Ahmed İbni Hanbel)
Mescidlerin temiz tutulması
Yüce Allah buyuruyor:
Biz İbrahim ve İsmail'e: “Tavaf edenler, i'tikâfa çekilenler, rükû ve secde edenler (namaz kılanlar) için Evimi (Mescidimi) temiz tutun” diye emrettik. (Bakara, 125)
Mescidler sadece Allah'a ibâdet edilmesi amacı ile bina edildiğinden, onlara Beytullah (Allah'ın evi) denir. Allah (c.c.) Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'e: “Evimi (Mescidimi) temiz tutun” diye emrettiği için özellikle görevlilerin mescidlerin temizliği konusunda duyarlı olmaları zorunludur.
Ancak görevlilerle birlikte cemaatin de mescidlerin temizliği konusunda duyarlı olmaları ve bu nedenle tozlu, topraklı, harçlı, yağlı boyalı iş elbiseleri ve kirli çorapları ile mescide girmemeleri ve ıslak ayakları ile halılara basmamaları gerekmektedir. Çünkü,
Yüce Allah buyuruyor:
Ey Âdemoğulları! Her secde edişiniz (mescide gelişiniz) de temiz elbiselerinizi giyin. (A'raf, 31)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sarmısak (sarımsak) ya da soğan yiyen kimse, bizden ya da mescidimizden uzak dursun! (Namazı evinde kılsın). (Buhârî-Müslim-Nesâî-Ebû Dâvûd-Tirmizî)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sarmısak, soğan, pırasa (çiğ) yiyen kimse, mescidimize yaklaşmasın. Çünkü Âdemoğlu'nun rahatsız olduğu şeyden melekler de rahatsız olur. (Müslim)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim şu bitkiden -yani sarımsak- yerse, mescidimize yaklaşmasın! (Buhârî-Müslim)
Bir uyarı!
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sarmısak yiyiniz ve onunla tedavi olunuz; çünkü onda yetmiş derde şifa vardır. Eğer yanıma melek gelmeseydi (meleklerle görüşmeseydim), ben de yerdim. (Deylemî)
Birleşiminde A, B, C vitaminleri, allicin (uçucu yağ), şekerler, allil sülfür, çeşitli maden tuzları, karbonhidratlar, antiseptik ve antibiyotik içeren maddeler bulunan sarımsak, başta damar sertliği, kalp rahatsızlıkları ve kanser olmak üzere yetmiş derde şifa olduğu halde, Meleklerin, cemaatin ve özellikle aşırı duyarlı kimselerin rahatsız olmaması için,
“Kim şu bitkiden -yani sarımsak- yerse, mescidimize yaklaşmasın” buyuran Peygamberimiz (s.a.v.), soluduğumuz havayı kirleten, pis kokusu ile içmeyenleri rahatsız eden, öldürücü zehirler içeren ve en azından yetmiş hastalığa neden olan sigara, eğer Asr-ı saadette olsaydı acaba ne buyururdu?
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Mescidde alışveriş yapan bir kimseyi gördüğünüzde, (alışveriş yapmayın ve) “Allah kazanç vermesin” deyiniz. Kaybettiği bir şeyi (yüksek sesle) mescidde soruşturana da “Allah onu sana buldurmasın” deyin. (Tirmizî)
Mescide giriş
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sizden biriniz mescide girdiğinde, iki rek'at namaz (tahiyyetü'l-mescid) kılmadan oturmasın. (Buhârî-Müslim-Tirmizî-İbni Mâce)
Mescidlere, “Bismillâhirrahmânirrahîm” diyerek sağ ayakla ve “Allahümme'ftah lena ebvâbe rahmetik” (Allahım! Bize rahmet kapılarını aç) diye dua edilerek girilir ve mekruh vakitlerin dışında önce iki rek'at tahiyyatü'l-mescid namazı kılınır, sonra oturulur.
Ezan okunmadan önce mescide girenlerin, mekruh vakitlerin dışında yere oturmadan önce iki rek'at tahiyyatü'l-mescid namazı kılmaları sünnettir. Ezan okunurken mescidlere girenler de akşam namazı hariç yere oturmadan ayakta ezanı dinler ve ezan bitince müezzinin “Allahümme salli alâ Muhammed” demesini beklemeden hemen vaktin sünnetini kılarlarsa, hem vaktin sünneti hem de tahiyyatü'l-mescid namazı sevabını alırlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sizden biriniz abdesti bozulmadan namaz kıldığı yerde oturduğu sürece, melekler: “Allahım! Bunu bağışla, Allahım! Buna rahmet et” diye dua ederler. (Buhârî-Müslim-Nesâî)
Namazdan sonra sol ayakla mescidden çıkılır ve çıkarken, “Allahümme'ftah aleyna ebvâbe fadlik” (Allahım! Üzerimize lütuf kapılarını aç) diye dua edilir.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
CAMİLER İLE İLGİLİ HADİSLER KONULU SOHBETİMİZ
Comentarios