Yüce Allah buyuruyor:
(Hani İbrahim) babasına ve kavmine: “Sizin karşısına dikilip tapındığınız (saygı duruşu yaptığınız) şu heykeller de nedir ki?” demişti. (Kavmi) dediler ki: “Biz babalarımızı onlara tapar bulduk”. (İbrahim:) “Andolsun ki, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz” dedi. (Enbiyâ, 52-53-54)
İnsanların kendilerine özel farklı alışkanlıkları olduğu gibi toplumların da yaşadıkları çağlara, ülkelere ve yörelere göre farklı alışkanlıkları vardır. İşte bunlara örf ve âdet denir.
Genelde saygın kişiler tarafından başlatılan, sonra topluma yansıyıp yaygınlaşan ve tekrarlana tekrarlana alışkanlık haline gelen örf ve âdetler, câhil toplumlarda tehlikeli boyutlara ulaşır ve zamanla dînî kuralların yerini alır.
Bu nedenle peygamberlere karşı en çetin direnişler, din karşıtı örf ve âdetlerine katı bir şekilde bağlı olan toplumlardan gelmiş ve “Biz babalarımızı böyle bulduk” diye putlaştırdıkları katı örf ve âdetlerinden kopup îman edememişlerdir.
İşte bu toplumlardan biri de Hz. İbrahim'in kavmidir. Tevhidin simgesi olan Hz. İbrahim gibi bir peygamber onlara: “Sizin karşısına dikilip tapındığınız (saygı duruşu yaptığınız) şu heykeller de nedir ki” deyince, “Biz babalarımızı onlara tapar bulduk” dediler ve putlaştırdıkları heykellerden kopup îman edemediler.
Hz. İbrahim'in kavmi “Biz babalarımızı onlara tapar bulduk” diye putlaştırdıkları heykellerden ve ilkelerden kopup îman edemedikleri gibi,
Günümüzde de söz, nişan ve evlenme cemiyeti gibi en çok karşılaştığımız konularda bile Allah'ın (c.c.) emirleri ve Peygamberimiz (s.a.v.) in sünnetleri unutuluyor ve beş vakit namazı kılan hatta Kâbe'ye yüz süren müslümanlar bile “Bizim âdetimiz ve geleneklerimiz böyle” diye, dine ters düşen âdet ve gelenekleri savunuyor ve onlardan kopup gerçeği kabullenemiyor.
Müslümanların bu duruma düşmemeleri için dinimizi iyi bilmeleri ve Allah'ın (c.c.) emirleri ile örf ve âdetler çatıştığında, derhal ve hiç tereddütsüz Allah'ın emirleri tercih edilmelidir.
Yüce Allah buyuruyor:
Onlar (müşrikler) câhiliye (döneminin İslâm öncesi) hükmünü mü istiyorlar? Kesin inanan bir toplum için, hükmü Allah'tan daha güzel olan kim vardır? (Mâide, 50)
Kendi örf ve âdetlerini İslâmî kurallara tercih edenler ve yanlışta direnenler, müşrikler gibi İslâm öncesi câhiliye hükmünün uygulanmasını mı istiyorlar?
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Ölenin arkasından yüzünü tırmalayan, yakasını yırtıp parçalayan ve câhiliye insanı gibi bağıra bağıra ağıtlar yakıp kendisine beddua eden, bizden (yoluma tâbi olanlardan) değildir. (Buhârî-Müslim-Nesâî-Tirmizî-İbni Mâce)
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
DİN VE EFSANE KONULU SOHBETİMİZ
Comments