Yüce Allah buyuruyor:
Ey îman edenler! Kendi evlerinizin dışında başka evlere, izin almadan ve ev halkına selâm vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Her halde düşünüp anlarsınız. (Nûr - 27)
Akraba, komşu, dost, arkadaş ve din kardeşleri arasında samimi ilişkinin devam etmesi için, karşılaştıkları zaman selâmlaşmaları, telefonla görüşmeleri, cuma, bayram günlerinde ve kandil gecelerinde tebrikleşmeleri ve karşılıklı ziyaretlerde bulunmaları, İslâm kardeşliğinin gereğidir.
Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da bilinçli olmamız, İslâmî kurallara uyup uygulamamız gereklidir. Aksi halde gönül yapayım derken gönül kırabilir, sevab kazanayım derken günaha girebilir ve farkında olmadan İlâhi yasakları çiğneyebiliriz.
Yüce Allah mülkiyet hakkının ve aile mahremiyetinin korunması için, “Kendi evlerinizin dışında başka evlere, izin almadan ve ev halkına selâm vermeden girmeyin” buyuruyor ve bu uygulamanın, izin ve selâmın bizim için daha hayırlı olduğunu bildiriyor.
Gerçekten izin almadan baskın şeklindeki ani girişler, mülkiyet hakkına ve aile mahremiyetine ters düştüğü gibi, sağlık açısından da zararlı ve tehlikelidir. Selâm bir güvencedir ve gelen kimsenin iyi niyetli olduğunun bir kanıtıdır.
Yüce Allah buyuruyor:
Eğer orada (gittiğiniz evde) hiç kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar içeri girmeyin. Eğer size “Geri dönün!” denilirse, hemen dönün. Bu sizin için (ısrar etmekten) daha güzeldir. Kuşkusuz Allah yaptıklarınızın hepsini bilir. (Nûr - 28)
En yakın akrabasının, komşusunun ya da samimi bir arkadaşının evine giden kimse, kapıyı açık bulsa bile ev sahibi izin vermeden içeri giremez. Eğer ev sahibi “Geri dön!” yani müsait değilim ya da kabul edemeyeceğim derse, bunu hoşgörü ile karşılamalı ve kırgınlık yapmadan derhal geri dönmelidir. İşte bu davranış, ev sahibini rahatsız etmekten daha güzeldir.
Çocukların da izin istemesi gerekir mi?
Yüce Allah buyuruyor:
Çocuklarınız ergenlik çağına girdikleri zaman, kendilerinden öncekiler (büyükler) izin istediği gibi onlar da izin istesinler. (Nûr - 59)
Ergenlik çağına giren kız ve erkek çocukları başkasının evine girerken izin istemeleri gerektiği gibi annelerinin, babalarının yatak odasına girerken, anneleri ve babaları da onların yatak odasına girerken izin istemeleri yani haber vermeleri gereklidir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
İzin istemek, ancak göz (ün haramdan korunması) için emredildi. (Buhârî - Müslim - Tirmizî)
Sahabeden biri “Annemden de izin isteyecek miyim?” deyince;
Peygamberimiz (s.a.v.): “Anneni çıplak görmek ister misin?” buyurdu. (Suyûtî)
İzin istemenin kuralı:
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
İzin istemek üç defadır. Eğer izin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin. (Buhârî - Müslim - Tirmizî - Ebû Dâvûd)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
İzin istemek üç defadır. Birincisi ev sahibine haber vermek, ikincisi giyinmesi, ortalığı toplaması ve üçüncüsü ya izin vermesi ya da izin vermemesi içindir. (Dâre Kutnî)
Misafirin ev sahibinden üç defa izin isteme hakkı vardır yani zile üç defa basabilir. Ancak zile üst üste değil belirli aralıklarla basmalı ve ev sahibinin hazırlanmasına zaman tanımalıdır.
Misafir üçüncü defa zile bastıktan ve biraz daha bekledikten sonra ev sahibinin evde olduğunu bilse bile dördüncü defa zile basmadan ve gücenmeden çekip gitmelidir.
Ev sahibi kapısına gelen ya da telefon eden herkesi kabul etme zorunluluğunda değildir. İsterse kabul eder, isterse müsait değilim der ve isterse hiç cevap vermez. Bu onun kişisel hakkıdır. Çünkü insan sağlık ve psikolojik açıdan her zaman aynı durumda olmaz, her zaman gülüp konuşmak ve hizmet etmek istemez. Bu nedenle hiç kimseyi misafir kabul etmediği için kınamamalı, arkasından konuşup gıybetini yapmamalı ve hoşgörü ile karşılamalıdır.
***
Ahmet Tomor Hocafendi
SELAM VE İZİN SOHBETİMİZ
Comments