Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sırat Köprüsü kıldan ince ve kılıçtan keskindir. (Ahmed İbni Hanbel)
Sırat Köprüsü, korkunç gürültülerle patlayıp ateşini etrafa saçan cehennemin üzerine kurulacağı ve her an cehenneme düşme korkusu ile üzerinden geçilmesi çok güç olduğundan, Peygamberimiz (s.a.v.) bizi uyarmak için “Sırat Köprüsü kıldan ince ve kılıçtan keskindir” buyuruyor.
Ancak Sırat Köprüsünün dışında cennete giden başka bir yol olmadığından, mahşer yerindeki sorgulama bitince, günahlar ve sevaplar tartılınca, peygamberler dâhil herkes Sırat Köprüsüne gelecek ve insanlar için en uzun ve en zorlu maraton başlayacak.
Sırat Köprüsü mü'minler için son imtihan olacak; çünkü sıratı geçenler o güzelim cennete ve sürekli mutluluğa kavuşacak. Kâfirler ve günahkârlar için de en büyük felâketin başlangıcı olacak; çünkü sıratı geçemeyenler o korkunç cehenneme yuvarlanacak ve orada cayır cayır yanacak.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sırat, cehennemin üzerine kurulacak ve peygamberlerden onun üzerinden ümmeti geçen ilk peygamber ben olacağım. O gün sadece peygamberler konuşacak, onlar da “Allahümme sellim, Allahümme sellim” (Allahım! Selâmet ver) diyecek. (Buhârî-Müslim)
Günahkârlar Sırat Köprüsüne gelince, cehennem gazaba gelip daha şiddetli patlayacak ve etrafa saçılan ateşler kâfirleri ve günahkârları yakacak. O gün çok dehşetli nefsî nefsî bir gün olacak ve peygamberler bile ümmetini unutup “Allahümme sellim, Allahümme sellim” diye yalvaracak.
Allah (c.c.) habibim dediği Peygamberimize (s.a.v.) Sırat Köprüsünde öncelikli geçiş hakkı tanıyacak ve Peygamberimiz (s.a.v.) seçkin ümmeti ile birlikte Sırat Köprüsünü geçip güzelim cennete, âşık olduğu Cemâlullah'a kavuşacak.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
İnsanlar Sırat Köprüsünü geçmeye çalışırken, günahkârlar demir çengellere takılıp kalacak ve cehennem köpekleri onları kapıp cehenneme atacak. İnsanların bazısı şimşek gibi bazısı esen yel gibi bazısı at gibi bazısı koşarak, bazısı yürüyerek ve bazısı da emekleyerek Sırat
Köprüsünü geçmeye çalışacak. (Buhârî-Müslim)
Dünyada güle, oynaya zevkle günah işleyenler ve ölünce günahlarını yüklenip âhiret âlemine götürenler, yaşam boyu yaptıkları binlerce ton ağırlığındaki günahları Sırat Köprüsünde sırtlarına yüklenecek, haydi dünyadan getirdiğin bu günahlarınla Sırat Köprüsünü geç bakalım denilecek.
Dünyada tevbe edip günahlarından arınanlar ve onları âhiret âlemine taşımayanlar, kuş gibi hafif olacak ve her biri mânevî derecelerine göre, kimi şimşek gibi kimi esen yel gibi kimi yarış atları gibi kimi koşarak geçerken, günahı az olanlar yürüyerek ve günahı çok olanlar da yana yana, düşe kalka ve emekleyerek geçmeye çalışacak.
Allah'ın seçkin mü'min kulları Sırat Köprüsünden geçerken, cehennem: “Ne olur çabuk geçin, çünkü sizin nurunuz benim ateşimi söndürüyor (doğal dengemi bozuyor)” diye onlara yalvaracak!
Yüce Allah buyuruyor:
O gün (Sırat Köprüsünde) mü'min erkeklerle mü'mine kadınları, önlerinde ve sağlarında (îman) nurlarının aydınlatıp gittiğini görürsün. (Melekler der ki:) “Bugün sizin müjdeniz, alt tarafından ırmaklar akan ve içlerinde sürekli kalacağınız cennetlerdir”. İşte büyük kurtuluş budur.
O gün münâfık erkeklerle münâfık kadınlar mü'minlere: “(Ne olur) bizi bekleyin de sizin nurunuzdan biraz alalım (yararlanalım)” derler. (Onlara:) Dönün arkanıza (dünyaya) da burası için bir nur arayın denilir. Sonra aralarına iç tarafında rahmet ve dış tarafında azap bulunan
kapılı bir sûr çekilir. (Hadîd, 12-13)
Dünyada geçerli olan fizik kurallarına göre, katı ve sıvı halindeki maddeler 500 derece ısınınca kırmızı ışık, daha fazla ısınınca beyaz ışık dalgaları yaymaya yani çevreyi aydınlatmaya başlarlar.
Âhiret âlemindeki çekim, kimya ve fizik kanunları dünyadan farklı olacağından, cehennemde aşırı derecede ısınan maddeler kapkara ışık dalgaları yayacak ve her taraf korkunç karanlık olacak.
Geceleri ıssız, karanlık ve tehlikeli yollarda yolculuk yapanlar, ancak kendi araçlarının farları ile önlerini gördükleri gibi Sırat Köprüsünde de insanlar ancak kendi îman nurları ile önlerini görecek ve şimşek çakar gibi ışık hızı ile cennete gidecekler.
Farları zayıf ya da bozuk olanlar?
İşte bu tür araçlarla ıssız, karanlık, tehlikeli ve uçurumlu yollarda yolculuk edenler ya çok zahmet çektikleri ya da yoldan çıkıp uçurumlara yuvarlandıkları gibi,
Îman farları zayıf olanlar da Sırat Köprüsünde çok zahmet çekecek, binlerce yıl kızgın alevlerin arasında düşe kalka yürüyüp cennete kavuşmaya çalışırken, îman farları (inançları) bozuk olanları korkunç zebâniler ve dev gibi iri köpekler kapıp cehenneme fırlatacak.
Dünyada mürteci, gerici ve yobaz diye mü'minlerle alay eden münâfıklar orada mü'minlere: “Ne olur biraz bekleyin, biz de nurunuzdan yararlanalım” diyecekler ama onlara adres olarak dünya gösterilecek ve “Arkanıza (dünyaya) dönün de oradan nur alın” denilecek. Sonra aralarına mânevî bir perde çekilecek ve mü'minler coşku ile cennete giderken, karanlıkta kalan münâfıklar da korkunç çığlıklar atarak cehenneme dökülecek.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
SIRAT KÖPRÜSÜ KONULU SOHBETİMİZ
Comments