Yüce Allah buyuruyor:
Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etmeleri için yarattım. (Zâriyat, 56)
İbâdetlerden kopan ve yaradılış amacının dışına çıkan çağın insanı sigara, bira, alkol, kumar, saz, caz, eğlence, gece kulüpleri ve gayr-i meşrû cinsel ilişkilerle de tatmin olamayınca, bunalıma girip kendini uyuşturucu bataklığına atıyor ve sonuçta her şeyini hatta aklını, kimliğini kaybediyor.
Beyaz zehir denilen uyuşturucu maddelerin kullanımı, satışı ve imâli dünyanın her tarafında yasaklandığı ve yakalananlar ağır cezalara çarptırıldığı halde, Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere en yoksul ülkelerde bile uyuşturucu bağımlılarının artması, öğrencilerin ve gençlerin arasında hızla yayılması, insanlığın geleceği açısından felâket sinyalleri vermektedir.
Nedenine gelince!
Yalancı memelerle ve hayâlî ninnilerle uyutulmaya çalışılan çocuklar gibi güncel incillerle, arz-ı mev'ûd hayalleri ile Konfüçyüs'ün, Buda'nın ve putlaştırılan diğer heykellerin önünde saygı duruşu adı altında yapılan âyinlerle ve lâiklik ninnileri ile uyutulmaya çalışılan çağın insanı da,
Gönlündeki mânevî boşluğu dolduramadığı ve ruhsal açıdan tatmin olamadığı için, sonuçta bunalıma girip intihar edercesine kendini esrar, morfin, kodein, kokain ve eroin bataklıklarına atıyor. Tabii ki sonuçta önce kendi, sonra insanlık kaybediyor ve kıyâmete de davetiye çıkarılıyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Sarhoşluk veren her şey haramdır. (Buhârî-Müslim-Ebû Dâvûd-Nesâî-İbni Mâce)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Çok içildiği zaman sarhoşluk yapan bir şey, az içildiği zaman (sarhoşluk yapmasa) da haramdır. (Nesâî-Ebû Dâvûd-Tirmizî-İbni Mâce-Ahmed İbni Hanbel)
Esrar
Hint kenevirinin gövde, yaprak ve çiçekleri kuruyunca elle ufalanıp elenir ve yoğrularak hamur haline getirilir; sonra tütünle karışık olarak sigara ya da hap şeklinde içilir. Uyuşturucunun birası ve beyaz zehire açılan kapısı olan esrar, çok çabuk bağımlılık yaptığından terk edilmesi çok güç olur.
Başlangıçta tatlı hayal görme, baş dönmesi, dolaşım bozukluğu, göz bebeklerinde büyüme, ışığa karşı duyarsızlık, hızlı kalp atışı ve uyuşukluk gibi belirtiler ortaya çıkar. Hız ölçüsü değişir, hızlı yürüyen yavaş yürüdüğünü ve yavaş yürüyen uçtuğunu sanır.
Toplumdan kopar, sadece kendini beğenir ve sadece kendine güvenir. Aşırı duyarlı, telâşlı, heyecanlı, saldırgan olur, üzerine gidildiğinde patlayıp cinnet geçirir ve her çeşit suçu işleyebilir. Bu nedenle terör örgütleri bunları tercih ederler ve diledikleri gibi kullanırlar.
Esrar, merkezî sinir sistemini tahrip eder, düşünme yeteneği gider ve beyin kontrolü kaybeder.
Titreme, bulantı, kusma, kulak çınlaması ve el-ayak soğuması ise zehirlenmenin ilk belirtileridir.
Sürekli kullananlarda zihin karışıklığı, şuur kaybı, uyuşukluk ve ruhsal çöküntü olur. Başta beyin olmak üzere bütün organlar ve canlı dokular vaktinden önce yıpranıp yaşlanır. Sonuç erken bunama ve çıldırmadır.
Dünyada ve ülkemizde tüm polisiye önlemlere rağmen gençler arasında uyuşturucu bağımlıları hızla artmaktadır. Çok yakın bir gelecekte bu gençler ülkelerinde iktidara geldiklerinde ve dünya yönetiminde söz sahibi olduklarında ne gibi çılgınlıklar yapacakları ortadadır.
Morfin
Haşhaşın olgunlaşmamış ham meyvelerinden çıkarılan sıvıya afyon, afyondan elde edilen beyaz billûrî toza da morfin denir. Morfin tıp alanında genelde ameliyattan sonra ağrıyı azaltmada, sancılı kanserde, yanık ve kırık gibi aniden meydana gelen şiddetli sancılarda ağrı kesici olarak kullanılır.
Ayrıca dehşetli korku, şaşkınlık, sinir krizi ve ruhsal çöküntü gibi psikolojik rahatsızlıklarda da teskin edici (sakinleştirici) ve uyku için kullanılır. Morfin, geçici bir uyarma devresinden sonra sinir merkezlerini felce uğrattığından kişi acıyı duymaz.
Psikolojik nedenlerle ilk defa küçük dozlarla morfin alanlar, kendilerini rahat, mutlu ve güçlü hissederler. Bu durumu korumak ya da tekrar elde etmek için sürekli dozu arttırır ve kısa zamanda morfinman yani morfin bağımlısı olurlar.
Morfin bağımlılarında, bedensel, zihinsel yorgunluk, şuur bozukluğu ortaya çıkar. İrade, inanç ve ahlâk (haya, utanma) duygusu yok olur. Morfin alamayınca kriz geçirir.
Psikolojik sorunlar nedeni ile morfin kullanmak kesinlikle çözüm değil, aksine morfinin yani beyaz zehirin tutsağı ve bağımlısı olmak demektir.
Psikolojik sorunları morfin bağımlısı olmadan aşabilmek için, öncelikle varsayıma dayalı hayâlî evhamlardan kaçınmalı, sorunları büyütmeyip inadına küçültmeli ve unutmaya çalışmalıdır. Sonra Hz. Yunus'un balığın karnında iken okumuş olduğu, “Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine'z-zâlimîn” duasını hafif sesle sık sık okumalı, ayrıca “Hasbünallahü ve nî'mel vekîl” diye sadece Allah'a (c.c.) tevekkül etmeli (güvenmeli) dir.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI KONULU SOHBETİMİZ
Comments