Peygamberimiz (s.a.v.) in vedâ haccında Mekke, Arafat ve Mina'da yapmış olduğu hutbelerin hepsine birden vedâ hutbesi denir. Ancak bu hutbelerin en uzunu ve en duygusal olanı Arafat'taki hutbe olduğundan ve orada ashâbına tebliğ ettim mi? diye sorduğundan, vedâ hutbesi denildiğinde aklımıza öncelikle Arafat'taki hutbe gelir.
Peygamberimiz (s.a.v.) in bundan 1425 yıl önce yani ortaçağın en karanlık günlerinde yapmış olduğu vedâ hutbesi, sözde kalmayıp uygulanan tek ve gerçek evrensel insan hakları beyannamesi niteliğinde olduğundan bazı bölümlerini dikkatinize sunuyorum!
“Hamd, Allahu Teâlâ'ya mahsustur. O'na hamd eder, O'ndan bağışlanmak diler ve O'na tevbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın doğru yola ilettiğini saptıracak ve saptırdığını doğru yola iletecek yoktur.
Ben şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. O, birdir. O'nun eşi, ortağı yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Resûlüdür.
Ey Allah'ın kulları! Ben size Allah'tan korkmanızı ve O'na itaat etmenizi tavsiye ediyorum. Ey insanlar sözlerimi iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu yıldan sonra sizinle burada (Arafat'ta) ebedî bir araya gelemeyeceğim.
Ey insanlar! Bu günleriniz nasıl kutsal bir gün ise bu aylarınız nasıl kutsal bir ay ise ve bu beldeniz nasıl kutsal bir belde ise canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle kutsaldır ve her çeşit tecavüzden korunmuştur.
Ashâbım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bu gün burada yaptıklarınızdan hiç kuşkusuz sorgulanacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp birbirinizin boynuna (kılıçla) vurmayın. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, burada bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup dinleyenden daha iyi anlar ve muhafaza eder.
Ey insanlar! Size kadınların hakkına saygı göstermenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ediyorum. Siz, kadınları, Allah'ın emâneti olarak aldınız; onların namus ve iffetlerini (en mahrem yerlerini) Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınların üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Ey mü'minler! Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bunlardan biri Allah'ın Kitabı Kur'an-ı kerîm ve diğeri benim sünnetimdir.
Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?
(Ashâb-ı kiram:)
“Allah'ın emirlerini tebliğ ettin. Görevini hakkıyla yaptın ve bize öğütlerde bulundun, diye şâhitlik ederiz” deyince, mübârek şehâdet parmağını kaldırarak üç defa,
“Şâhit ol ya Rab! Şâhit ol ya Rab! Şâhit ol ya Rab!” dedi.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
VEDA HACCI KONULU SOHBETİMİZ
Comments